Sadun Boro'nun İzinden Yürümek...
Sadun Boro'yu Anma Etkinlikleri
Ön sıra(Soldan): Ekrem İnözü, Alim Sür, Deniz ve Haluk Karamanoğlu.
Ayakta(Soldan): Mustafa Aksoy, Deniz, Ayfer Er, Zuhal Atasoy, Kian Sür, Özkan Gülkaynak, Hakan Öge, Tanıl Tuncel, Erkan Gürsoy, Cemile Yıldız, Chris Karamanoğlu.
4-5 Haziran 2016, Okluk Koyu, Gökova.
Öksüz bir yaz; sakin, kasvetli bir kış; serin, yağmurlu, fırtınalı bir bahardan sonra nihayet yaz güneşinin parlaklığı altında ışıldayan Okluk Koyu’na denizden ve karadan sevenleri gelmeye başladı;
4 Haziran Günü:
Öğleden sonra Tanıl Tuncel’ in önderliğinde yelkenli konvoyu Deniz Kızı’nı selamlayarak Okluk Koyu’na girdi. Deniz Kızı çelenklerle süslenmişti. Karadan denizden gelenler kabrini ziyaret ettiler. Sevenleri, akşam yıldızlar altında, vasiyet ettiği yere Karamanoğlu Ailesi tarafından yerleştirilen ve üzerinde resmi olan balonun, yeni ay zamanı nedeniyle karanlık olan gökyüzünü bir ay dede gibi aydınlattığı geceyi paylaştı. Her zaman dolunayı “Saluta La Luna” diye selamlayan Sadun Boro, şimdi kendisi Ay Dede olmuş bizleri selamlıyordu adeta.
Anma için gelen tekneleri misafir eden "Ören Marina" ve "Gökova Yelken Kulübü"ne, davetimizi sitelerinde paylaşarak denizcilere duyuran "Gezgin Korsanlar"a destekleri için çok teşekkür ederiz.
5 Haziran Günü:
Okluk Koyu’na karadan ulaşmak için Marmaris Karayolu üzerinden Gökova Yelken Kulübü ve sonrasında Sadun Boro Yürüyüş Yolu işaretleri takip edilir ve Söğüt Köyü’nden sola ayrılan yolda tabelalar izlenir. Datça tarafından gelişlerde Yeşil Belde sapağı kestirmedir. Kabrini ziyaret etmek isteyenler Söğüt Köyü Camii’sinin yanından mezarlığa sapmalıdırlar. Karacasöğüt Koyu’ndan gelecekler, Raca restoran’dan Şenol’a ya da markete, Oğuz’a sorabilirler.
Koya denizden gelenleri önce Deniz Kızı karşılar, sonra dost meclislerini topladığı Mustafa Efe’nin Deniz Kızı Kaptan Restoranı’ndan başlayan orman yolunda Sadun Boro’nun bizlere hitabı vardır (Haldun Sevel özenerek yenilemiştir). Sadun Boro’nun vasiyet ettiği yere, her zaman Kısmet’i bağladığı tonoza ve 8 no’lu çam ağacına ulaşmak için koyun sonuna yürümek ve azmağı geçerek orman patikasından devam etmek gerekir.
Dilarya Restoran’ın sahibi, Sadun Boro ile büyümüş Hüseyin, özel arazisini sevenlerine açarak bize geçiş sundu. Marmaris Bölgesi’nin çoğu sit alanı olan Günnük ve çam ormanlarını gözü gibi koruyan Orman İşletme Müdürümüz Sayın Hakan Zeybek’in izniyle ve bölge şefi Muhammed Ali Keleş’in ekibinin desteğiyle, patikamız Sadun Boro Yürüyüş Yolu olarak hazırlandı. Sadun Boro Yürüyüş Yolu tabelalarını Gülsüm Bacı’nın villasında yaşayan Alp Bey yaptı. Mustafa Paban, doğayla uyumlu sade bir köprü, pano ve bankların yapımını üstlendi. Haşim, Deniz, Ruşan Bey ve Teknik Matbaa ekibi tüm özenleri ile Pupa Yelken özel anma baskısını yetiştirmek için çalışıyorlardı. Son hafta yürüyüş yolundaki panoların içerikleri hazırlandı; Ümit, Kim ve Irmak tercüme ve düzeltmeleri yaptı. Hong Kong’da olan Dilara, bize orman bölgesi uyarı işaretlerimizi yetiştirdi. Suyla sürekli seyahat eden annesini özledi ve deniz kabukları ondan soruldu.
Vasiyet yeri keşif yürüyüşlerine Su Dünyası’ndan Teoman Sarıaslan ile başladık; defalarca gittik, geldik. Nedense yürüyüş yapmak kültürümüzde çok da yok, sevgili Mehmet Boro’ nun başına gelen gibi, öğrenciliğinde gittiği yurt dışında ilk kez sadece yürümek için yürüyüş yapıldığına tanık olduğunda çok garipsemiş, sonra hoşuna gitmiş. Paylaştığı bilgilere göre beyin faaliyetlerinde 20 dakikalık bir yürüyüş sonrasında, görüntüleme yöntemleri ile kanıtlanan gözle görülür bir artış tespit edilmiş. Babamla biz hep yürürken konuşur, tartışırdık. Hem etrafın güzelliğini seyreder hem de önemli konularda derin konuşmalar yapardık. Aynı fikirde olmasak bile keyifle, esprilerle konuşabilirdik. Muhtemelen karşı karşıya oturulduğunda insan böyle verimli sohbet edemez. Yürürken düşünceler akar, gelişir, dönüşür. Yürüyüş Yolu’nda gide gele bizlerde aktık, dönüştük.
Eski dostum Mega Mar Acentesinin sahiplerinden ve atıcılık sporuna emekleri büyük olan Melis Giraud ve Marmaris Deniz Ticaret Odası Başkanımız Hasan Mengi, manen oldukça yorgun zamanımda bana el verdiler. Birlikte yasal izinlerimiz ve anma günümüz için hazırlık yaptık; ziyaretlerde bulunduk. Kapısını çaldığımız devlet kurumlarımızın her biri bizleri sevgi, ilgi ve alakayla karşıladı. Sadun Boro’nun ülkesine hizmeti ve sevgisinin takdir edilmesi bizleri çok mutlu etti.
Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanımız Sayın Osman Gürün’ün ilgi ve alakası ile Daire Başkanımız Hacı Bey, Mezarlıklar Müdürü’müz Murat Bey hem köy yollarının hem de mezarlığın tanzimini yaptırdılar. Ekipler canla başla çalışarak anma günümüze hazırlıkları tamamladılar.
Kabrini, kendisi gibi mütevazi yaptık, Taşpınar Mermer, Satılmış Usta ve Nurgül Hanım’ la gece gündüz çalıştık. Sevgili Ekrem İnözü, çıpasını ve zincirini Tuzla’ ya Kısmet metale galvanizletmek üzere götürdü, kendilerine destekleri için çok teşekkür ederiz. Ziyaretçisi çok olur diye Mustafa, teknesinin havuzunda oturmuşuz sohbete misali, bankını yaptı. Sevenlerinin bıraktığı kabukları, gönlündeki vasiyet ettiği yere götürdük. Anma toplantımız, Yürüyüş Yolu’nun başlangıç noktasındaki Dilarya Restoran’ın ev sahipliğinde gerçekleşti. Hüseyin ve ailesi ağırladılar bizi. Ormandaydık, babam mütevazi, kalender bir adamdı. Para, pul, protokol önem vermezdi, “İnsan”dı onun için önemli olan; “mış” gibi yaşamamıştı hiç. Cumhurbaşkanlarımızdan rahmetli Sayın Turgut Özal, yüzerek gelirdi yanına Kısmet’in. Hem kendi halimizde hem de birlikte yürüyeceğimiz, kucaklaşacağımız, muhabbet edeceğimiz bir ortam düşünmüştüm. Devlet erkanımız katılımını bildirince “Eyvah dedim, nasıl ağırlayacağız, ben protokol kurallarını bilmem, ya bir saygısızlık edersem”... Baktılar ben kalkamayacağım bu işin altından, sivil katıldılar, aramıza kaynaştılar, nezaketleri için çok teşekkür ederim.
Muğla Valimiz Sayın Amir Çiçek, son anda çıkan bir program değişikliği ile katılamadı, ama desteğiyle yanımızdaydı. Marmaris Kaymakamımız Sayın Celalettin Yüksel ve Eşi Hülya Hanım, hem Cumartesi hem de Pazar günü bizleri yalnız bırakmadılar; Aksaz Deniz Üs Komutanımız Tuğamiral Namık Alper ve Güney Görev Grup Komutanımız Tuğamiral Nazmi Ekici aramızdaydılar. Sahil Güvenlik ve Jandarma Komutanlarımızın desteği çok önemliydi.
Marmaris Belediye Başkan Yardımcımız Sayın Dursun Kaplan çevre günü etkinliklerinden vakit ayırarak aramıza katıldı. Marmaris Deniz Ticaret Odası Başkanı Sayın Hasan Mengi ve Ailesi “Denizler Beni Çağırıyor” Sadun Boro tişörtlerini, sularımızı getirdiler. Samimiyetleri yüreklerimizi ısıttı. Kısa bir konuşma yapayım dedim, sesim çıkmadı, Sayın Müftümüz Hasan Bey mikrofonu yetiştirdi.
Değerli heykeltıraşımız İlhan Koman’ın atölyesi olan Hulda Yelkenlisini denizlere kazandıran Sevgili Ahmet Koman, bisikleti üstünde erkenden gelmişti, tabii ki günün maskotu olacak köpeği Yedi ile.
Pasifik Okyanusu’nda ziyaret ettiği adaların sevdiği bir geleneği olan, Babamın kulağının arkasından hiç eksik etmediği çiçekleri, Karamanoğlu Ailesi getirmişti. Girişte, Lana kızımız Bengü ve Şinasi dostlarımıza sunarken.
Emre ve Alev Mengi, Suyla, Deniz, son hazırlıklara koşturan, video çekimi yapan Elif Bozlak kızımız ve karşılama masası.
Türk Deniz Kuvvetlerimiz, Kısmet ve mürettebatının en büyük destekçisi oldu her zaman. Aksaz Deniz Üs Komutanı Tuğamiral Namık Alper ve Güney Görev Grup Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici Oda Boro ile.
Babamın gurur duyduğu, evlatları olarak gördüğü dünya denizlerini dolaşan değerli denizcilerimiz...Fotoğrafa her katılan ile kat edilen deniz milleri artıyordu. Artık Türk Amatör Denizciliği’ni geliştirme, gençleri yüreklendirme, dünya denizlerine açılmalarını destekleme görevi onlarda...
Kalabalık olur muyuz diyordum ama tarih biraz zor, gönlü bizle olan gelemeyen çoktu, saat ilerledikçe geniş alan sevenleri ile doldu taştı.
Sevgili Turgay Abimiz ve Naviga Ailesi, Osman Karadeniz ve Ailesi, Sadun Boro’nun kadim dostları Sayın Necati Zincirkıran, Eşi Neriman Hanım ve Sayın Can Pulak aramızdaydılar.
Sadun Boro’nun Eşi Oda Boro için zor bir gündü, ama saatler ilerledikçe, eski dostlar belirdikçe kasveti geçti, yüzü tekrar güldü, kitapları imzaladı. Sevgili Agah Bursalı, Teoman Arsay, Mahmut Berkman, Christine Tuğlu... Geçmiş zamanlar yad edildi.
Ve Sadun Boro’ nun vasiyet ettiği yere doğru uzanan yürüyüşümüz başlar:
Rehberler Birliğimiz anma davetimizi paylaşmıştı. Sadun Boro’ nun Vira Demir kitabındaki tarihi ve arkeolojik bilgilerin yazarı duayen rehberlerimizden Suzan Tammer, kuzenim rehber Gaye Özyol, rehber dostlarım Tulu Gökkadar ve Leyla von Zartrow çok yardımcı oldular, içten teşekkürlerimle.
Anma Günü benim kadar telaşlı iki kişi daha vardı, ailemizin zor gün dostları sevgili Abim Ekrem İnözü ve Güneysu’ dan çıkıp Horn Burnu’ nu selamlayan Cemile Yıldız. Onlar lokma görevini üstlenmişlerdi, gel gör ki lokmacı orman yollarında kaybolmuş o sırada aletler zarar görmüş, neyse ki vardı zamanında, bir ara baktım eli becerikli herkes lokma döküyor. Cemile çok yoruldu ama yediğimiz en bereketli, duası bol, lezzetli lokma oldu. Allah kabul etsin.
Sadun Boro Vakfı’nın kurulması yönünde beklentiler iletildi, bunun için gereken altyapıya sahip değiliz. Ancak, çağımızın özelliği olan iletişim imkanları ile bir Sadun Boro İnisiyatifi kurulmuştur. Sadun Boro’nun denizcilik ve çevre kültürünü benimsemiş tüm sevenlerinin el birliği ile gelişecektir. Kendisi de dünya turu yapmış olan Sayın Rahmi Koç, “Kısmet” yelkenlisini müzesinin baş tacı etmiş, bizleri onurlandırmıştır. Bugün aramızda bulunan denizciler, deniz kültürünü yaşatmaktadırlar. Çevre bilinci ve korumasında Sadun Boro ile birlikte mücadele etmiş olan değerli dostları, aynı titizlikle çalışmaktadırlar. Bize düşen en ciddi sorumluluk, kitaplarını gelecek kuşaklara aktarmaktır. Birlikteliğimizin gücü, kültürümüzün “imece” usulü dayanışması olacak.
Ailesi olarak bize en büyük desteği Devlet Kurumlarımız vermiştir, bundan sonra da devletimizin Sadun Boro’ ya sahip çıkacağına inancım tamdır. Sadun Boro ismi her daim korunacaktır.
Babam, içerikten çok gösterişe, bilgi ve doğrudan çok çıkara meyilli insan yapımıza çok üzülür, cehaletten doğan hatalara kahrolurdu. Sadun Boro’nun felsefesini özümsemiş kişilerin, ülkemize hizmet etmek, bize bahşedilmiş bu yeryüzü cennetinin doğal ve kültürel değerlerine sahip çıkmak, hayatı paylaşarak güzelleştirmek ve sorunlarımızı birlikte çözmek için herhangi bir üst yapıya ihtiyacı olmamalıdır. Hayatına bu değerleri katmış herkes, bizzat yaşayarak Sadun Boro’yu yaşatacaktır.
Devletimizin, kurumlarımızın değerli temsilcileri, Karacasöğüt ve Okluk sakinleri, Boro Ailesinin sevgili üyeleri, aile dostlarımız, uzaklardan gelenler, Bodrum’dan ve farklı limanlardan gelen vefakar denizciler, hepimiz onu kalbimizde hissettik ve yaşattık. Onun sade, insanca, cesur ve titiz yaşam felsefesini, denizcilik ve çevre vizyonunu taşıyan ve gelecek nesillere aktaracak kararlı yüzler gördüm. Ve Sadun Boro’yu değil kaybetmek, onu her seveninde görerek, çığ gibi büyüdüğüne ve çoğalarak gönüllere yerleştiğine şahit olduk.
5 Haziran’ da O’ nu dilediği yere taşıdığımıza inanıyorum. Ruhu şad olsun...
Bugüne emek veren, katılan, fiziken olamasa da manen yanımızda olan, Sadun Boro’ yu yaşatan herkese sonsuz teşekkürlerimizle...
Kısmet Deniz Polat
© 2021